Benim Baldızım Değil

Benim Baldızım Değil

Slm ben Baran. 33 yaşında, ticaretle uğrasan, maddi durumu iyi, sosyal çevresi geniş olan biriyim. Hikayemde arkadaşım Dinçer’in baldızı Aslı’yı nasıl baştan çıkardığımı ve seks dolu günler geçirdiğimizi anlatacağım. Hikayemin başlangıcı memleketim Mersin’den başlıyor. Yaz aylarında işlerin durgun olduğu dönemlerde, aile ve arkadaş ziyareti için memlekete gitmiştim. Arkadaşım Dinçer’in işyerinde otururken, iki tane çok ama çok güzel sexy bayan girdi. Ben müşteri falan zannederken, birinin Dinçer’in hanımı Aygül, diğerininse baldızı Aslı olduğunu öğrenince içimden iyiki laf falan atıp, Dinçer’le erkek muhabbeti yapmamışım diye düşündüm. Aygül ve Aslı çarşıya alışverişe çıkmışlar, zira Aslı’nın çok yakında düğünü olduğunu falan öğrendim.

Dinçer’in hanımını 7-8 yıl önce görmüştüm, ama ben bekar olduğum vede İstanbul’da yaşadığım için daha sonra görmemiştim. Anladığım kadarı ile Dinçer karısını iyi kullanmış, dağıtmamıştı. Giydiği kotun basenlerini meydanda bırakacak kadar dar olması, ayrıca içinden giydiği yarım slip külodun izi belli olması, çaktırmadan gözlerimi o muhteşem kalçalara kaydırıyordu. Kendimi Aygül ve Aslı’nın etkisinden kurtaramıyordum. Hoş beş, hafif tebessümden sonra beni Aslı ile tanıştırdılar. Hafif bir tokalaşmadan sonra, sarı saçları, mavi gözleri düzgün vücut ölçüleri ile beni mahvetmişti, ama 2 güne kadar evlenecek olan bir kıza ne yapabilirdim ki?

Dinçer’le olan samimiyetimizden dolayı ve nezaketten beni de düğüne davet ettiler. Ama ne düğün! Sanki kırmızı halı geçidi, çok güzel bayanlar, dekolte elbiseler, nereye bakacağımı şaşırdım. Damadı gördüğümde (Bu kadar da olmaz!) dedim. Damat Aslı’ya göre büyük, tipsiz ve çirkin bir adamdı. Dinçer’e sorduğumda, çok zengin biri olduğunu, ama kıro olduğunu, Aslı’nın lüks yaşam ve rahat para harcamaya meraklı olduğu için bu tipsiz adamla evlenmek istediğini falan anlattı. (Armudun iyisini ayılar yer!).

Düğün bitti, gençler arasında, “Hadi disko bara gidelim!” muhabbeti dönünce, ben de alkol ve bu kadar kızın bir arada olduğu yerden ayrılmamak için kabul ettim. Ama başrole ben gecmiştim, çünkü bekardım ve zaten düğün konvoyundaki lüks arabam, karizmatik duruşum ve gittiğim barda kimseye para harcatmamam, etrafımdaki bütün bayanları etkilemiş, Dinçer’in hanımı bile beni dansa kaldırmıştı. Herkes alkollü olduğu için rahattı. Bir ara gelinle bile dans ettim, ama damat kırosu kötü bakınca nazikçe gelini damada teslim ettim. Gece bitti, artık dönme vakti gelmişti…

İstanbul’a dönmüştüm ve buradaki hızlı hayatıma devam ediyordum. Hatta birkaç bayan arkadaşla beraber olurken Aslı’yı becerdiğimi falan düşünmüştüm. Ama birdaha nerde göreceğim derken, aradan 6 ay geçmişti ki, Dinçer aradı, hanımı ve baldızı ile İstanbul’a geleceklerini söyledi. Havaalanına gittiğimde herkesin yüzü asıktı. “Hayırdır?” dediğimde, Aslı’nın evliliğinin kötü gittiğini, kocasının dövdüğünü, hatta tehdit ettigini falan anlattılar. Zaten öyle bir kırodan o beklenirdi. Üzülmemelerini, kafalarını rahatlatacağımı falan söyleyip teskin ettim. Evime geldik…

Deniz manzaralı evimin lükslüğü ve düzenliliği Aygül ve Aslı’yı şaşırtmıştı. Biraz dinlendikten sonra bunları gezmeye çıkardım. Kumkapı, rakı balık derken, Dinçer sarhoş olmuş, kızlar da az içtikleri için Çakırkeyf olmuşlardı. Eve geçtikten sonra Aslı’yı sikmenin artık şart olduğunu düşünerek, hergün birbirinden lüks ortamlarda bunları ağırladım. Aygül de, Aslı da bana çok ısınmışlardı, evin içinde dar Capriler ve penyelerle geziyorlardı. Bense onlara bakarak hergün 31 manyağı olmuştum, ama Dinçer’in yanında birşey yapmaya cesaret edemiyordum. Aslı bir mimarlık kursuna yazılmış, daha önce de Üniversiteyi yarım bıraktığı için, hemde kötü evliliğinin izleri için, mesleki şeyler için buraya gelmiş. Aslı’ya burda kalacak bir yer ayarladıktan sonra Dinçer ve Aygül geri gidecekti…

Yurttu, Aparttı derken bir yer bulduk. Dinçer’i ve Aygül’ü gönderdikten sonra Aslı ile ilk kez baş başa kalmıştık. Ama Aslı bana ‘Abi!’ diye hitap ediyordu. Aramızda 10 yaş vardı, ama ‘Abi!’ demesi zoruma gidiyordu. Arabanın içinde yarı şaka yarı ciddi bana ‘Abi!’ dememesini, kendimi yaşlı hissettiğimi falan söyledim. Bunu apartına bıraktıktan sonra neler yapabileceğimi düşünerek eve giderken, Aparttan beni aradılar. Aslı odada sigara içmemesi gerekirken içip vede müdürle kavga etmiş. Böyle durumlar için benim Telefon numaramı vermiştik. Aparta geri gidince Aslı’nın artık orda kalamayacağını falan söylediler. İşime gelmişti doğrusu. Aslı’yı ordan alıp eve getirdim. Dinçer’e telefonda bilgi verdikten sonra, Aslı’yı evimde misafir edeceğimi, yanlış anlamamasını falan söyledim. Zaten başka çaresi de yoktu, kabul etti…

Teselli için Aslı’ya içki sordum. Deniz kenarındaki pencereye oturup içki sigara derken gece saat 2 olmuştu. Hafifden sızmaya başlayan Aslı’yı nazikçe, hazırladığım odasına götürdüm. Önce güvenini kazanmam lazımdı, o gece hiçbir şey yapmadım, üstünü örtüp odasından çıktım…

Ertesi gün haftasonu idi. Aslı ile alışveriş merkezlerine, lüks mağazalara falan gidiyorduk. Buna beğendiği ne varsa aldım, kıyafet, ayakkabı, cep telefonu… Çünkü kafaya koymuştum, onu sikecektim. Lüksten hoşlandığı için aklı çıkmıştı, gezerken koluma giriyor, elimi tutuyor, denediği kıyafetleri manken edasıyla bana gösteriyordu. Amacıma ulaşıyordum. Akşam güzel bir restorandan sonra kol kola eve geldik. Başını omuzuma koydu, pencerenin önünde denizi seyrederek, içkileri tazeledim. Ama daha bir yudum almadan göz göze geldik, hiçbir şey demeden dudaklarımız birleşti…

Yavaş yavaş buse öpücüklerle başlayan sevişmemiz git gide daha azgınlaşıyordu. Boynuna, kulağına, omuzuna öpücükler kondurarak odaya ulaştık. Bir omuzu açıkta olan elbisesini üzerinden düşürüp sütyen ve tangası ile kalmasını sağladım. Ben de gömleğimi çıkarıp, yatağa uzandık. Vücudunun her yerini öperken, bir yandan da sütyeninin kopçası ile uğraşıyordum. Sütyenini çıkarınca, taş gibi, az kullanılmış göğüslerine yumuldum. Ben de sadece külotla kalmıştım. Göğüslerinden göbek çukuruna hafif öpücüklerle inerken, Aslı inlemeye başlamış, gözlerini kırparak kafamı amına doğru bastırıyordu. Daha fazla dayanamadım ve tangasını kenara çekerek, amına dil darbeleri atmaya başladım. Aslı’nın da inlemeleri yükselmiş, başını sağa sola sallıyordu. Artık zamanı gelmişti…

Ben de, o da çırılçıplak kaldıktan sonra, o üstüme çıkmış, boynumdan aşağı doğru öperek, yalayarak sikime kadar gelmişti. Ve o an sikimin başına küçük dil darbeleri atarak saksoya başladı. Bu işi çok iyi yapıyordu. Boşalmamak için kendimi zor tutuyordum. 69 pozisyonuna geçip, ben altta, o üstte, birbirimizi orgazm ettikten sonra, geldi koluma yattı. Tam gözlerine bakıp konuşacağım zaman parmağını dudaklarına götürüp ‘Sus!’ işareti yaptı. 5 dakika sessizce yattıktan sonra, sikimle oynamaya başladı. Ben de sulanan amcığına el attım ve üstüne dönerek emişmeye başladık. Çizgi gibi olan am dudakları iyice ıslanmış, beni içine davet ediyordu. Gözleri hafif kısık biçimde, “Seni istiyorum!” dedi ve sikimi eliyle amına yerleştirdi…

Yavaş yavaş içine girmeye başladım. Yine yarı kısık bir sesle, “Ihhh!” diye bir ses çıkardı. Sanki sikimi sıcak bir mengene sıkıyordu. Biraz bekledikten sonra ritmik hareketlerle pompalamaya başladım. Ben hızlandıkça Aslı’nın sesi de yükseliyordu, 10 dakika içinde 2 kez orgazm oldu. Ben de boşalmak üzereydim, yavaşlayınca, “Çıkma, korunuyorum!” dedi ve içine patladım. Nefes nefese kalmıştık. Üzerinden 2 dakika sonra kalktım. Ama daha gece bitmemişti, sabaha kadar Aslı’nın boşalmadığım deliğini bırakmaya niyetim yoktu 🙂

36 comments