Hemşirenin Daracık Amı

Hemşirenin Daracık Amı

Merhaba dostlar, sizlerle paylaşacağım bu olay daha henüz bir hafta önce gerçekleşti. Kayınpederim rahatsızlığından dolayı özel bir hastanede yatıyordu ve ağır bir hastalığı olduğundan da yanında refakatçi olması gerekiyordu. Aileden birileri dönüşümlü olarak refakatçi kalıyordu. Ben de, Pazar günü tatil olduğundan, Cumartesi gecesi yanında refakatçi olarak kalmaya karar verdim. Erken bir saatte hastaneye giderek görevi teslim aldım.

Akşam üzeri saat 16:30’da hemşireler nöbet değişimi yapmışlardı. Adının Zeynep hemşire olduğunu öğrendiğim bir hemşire kayınpederimin bakımı ile ilgileniyordu. Zeynep hemşire çok hoş bir hatundu. 1.65 boylarında, yaklaşık 30 yaşlarında, yus yavarlak ve hafif çıkık bir poposu, simsiyah ve iri gözleri olan esmer bir ateş parçası gibi dolaşıyordu. Bir de çok külhanbeyi tavırlara sahip birisiydi ve bu da ona acayip bir sexylik veriyordu. Hastanede rahat tavırlar ve erkeksi hareketlerle dolaşıyor, beni delirtiyordu. O gecenin çok zevkli geçeceğini hissetmiştim.

Akşam kayınpederimin ilacını vermek için yanımıza geldi. “Hastamızın biraz yerini değiştirelim.” dedi ve yanına çağırdı beni. Yan yana hastayı tutuğumuzda, mis gibi kokusunu hissettim. Hastanın altına ellerimizi soktuğumuzda ellerimiz birbirine değdi, bir an göz göze geldik. Aslında biraz da ürkmüştüm, çünkü çok sert tavırları olan biriydi. Fakat o bana tam aksine çok masum bir bakış attı. Bu çok hoşuma gitmişti. O akşam sık sık odamızı ziyarete başlamıştı. Esprilerle karışık, rahat sohbet etmeye başlamıştık. Hastamız zaten kendinden geçmiş, dünya ile işi yoktu. Gece saat 02:00 sularında Zeynep hemşire tekrar geldi ve hastanın ateşine baktı. “Son durak burası. Biraz da muhabbet edelim, yoksa bu gece nöbet nasıl bitecek?” diye de ekledi.

Konu konuyu açtı. Mesleğinden dolayı cinsellikle ilgili konularda çok rahattı. Kocasının bir doktor olduğunu ve genelde nöbetleri çakıştığından birbirlerini pek göremediklerinden bahsetti. “Ha hemşire olmuşsun, ha rahibe!” diyerek takıldı. Ben bundan cesaret alarak tam konuya girecekken, koridordan birisinin “Hemşire yok mu?” diye seslenmesiyle birlikte fırladı gitti. Yarım saat sonra odamıza tekrar uğradı. Bana, “Hastan sabaha kadar kendine gelmez. Gel benim odada konuşalım.” dedi ve gitti. Kantinden iki kahve alıp nöbetçi hemşire odasına, yanına gittim.

Diz dize oturmuştuk. Televizyon da açık, hem izliyor hem sohbet ediyorduk. Birden sigara paketine ikimiz de aynı anda hamle yaptık ve el ele geldik. Artık zamanı gelmişti, ellerinden tutup kendime çektim ve öpüşmeye başladık. O kadar güzel öpüşüyordu ki, bitmesini hiç istemedim. Zeynep hemşire birden “Dur!” diyerek beni itti ve “Bak, şimdi sana göstereceğim odaya gideceksin ve orda beni bekleyeceksin, birazdan ben de geleceğim. Burada her şey olabilir, kimin geleceği belli olmaz.” dedi. Kimseye görünmeden bana gösterdiği odaya gittim. Depo gibi bir yerdi, bir sürü kutu ve bir de yatak vardı arkaya doğru. Tam soyunmasam da gömleğimin önünü açarak Zeynep hemşireyi bekledim.

Birazdan geldi ve ışığı söndürüp öpüşmemize kaldığımız yerden devam ettik. Dakikalarca öpüştük. Bu arada ben Zeynep hemşirenin gömleğini çıkardım ve içerisinde bulunan sütyeni aşağıya doğru çekerek, uçları zevkten sertleşmiş göğüslerini emmeye ve ısırmaya başladım. O ise benim kemerimi çözmüş, pantolonumu çıkarmaya çalışıyordu. Memelerini ısırıyor, öpüyor, tamamını ağzıma sokmaya çalışıyordum, çok güzeldiler. O da artık emeline ulaşmış ve yarağımı sıvazlamaya başlamıştı. Önümde çömeldi ve o harika dudaklarının arasına yarağımın başını alarak yalamaya, dişleri ile hafiften ısırarak acıtmaya başladı. Zeynep hemşire dilini harika kullanıyordu, bir yandan yarağıma 31 çektriyor, bir yandan da yarağımın başını ağzında yuvarlayarak yalıyordu.

Sonra yatağa geçtik ve 69 olduk. Zeynep hemşirenin amcığı o kadar sulanmıştı ki, külotunu da sırılsıklam etmiş, zevk suları bacaklarından aşağı süzülüyordu. Bacaklarından süzülen bu suları yalayarak kaynağına, amına doğru yöneldim. Külotunu sıyırıp çıkarttım ve gömüldüm o amcığın içine. Dudakları incecik, fakat sanırım çok kullanılmadığından dapdaracık amcığı vardı. Dilim bile zor giriyordu amcığına ve yarağım birazdan bunu parçalayacaktı. Bu düşünce ile Zeynep hemşirenin o amcığının her noktasını yaladım. Yaladım yaladım fakat bitirmek istemiyordum. Dilimi en derin noktasına sokmaya başladığımda, titremeyle birlikte orgazm olduğunu hissettim. Akan tüm am suları artık ağzımdaydı, harika kokuyordu ve nefis bir tadı vardı.

Amının akan sularını da yaladıkça kudurmaya başladı, bir balık gibi kıvranıyor, üzerimden kaçmaya çalışıyordu. Ben ise tüm gücümle onu kendime çekerek, ağzım ve dilimle iç organlarına ulaşmaya çalışıyordum. O esnada ben de patlamaya başladım. Zeynep hemşire yarağımın kafasını boğazına kadar soktu ve tüm döllerimi emmeye başladı. “Harika! Hadi erkeğim boşal, tüm döllerini ağzıma doldur!” diyerek yalvarıyor ve bir taraftan da yarağımı dibinden başına doğru sıkarak tüm döllerimi emiyordu. Ben ise, hafif esmer tenin yanında çok daha koyu olan göt deliğini yalayarak Zeynep hemşireyi göt sikişine hazırlıyordum.

Artık çevirip götünü sikmeye başlayacaktım ki, “Daha değil, önce amcığıma gir erkeğim!” dedi. Bacaklarının arasına girdim ve yarağımla amcığına fırça çekmeye başladım. Zevk suları ile yarağımın başını ıslattıktan sonra, amcığına hafif hafif abanmaya başladım. Gerçekten bir bakire genç kız amcığı kadar dar amcığı vardı. İnlemeye başladı ve ayakları ile belimden dolayarak beni kendine yavaş yavaş çekmeye başladı, ben de tüm gücümle dayandım. İnleme ve çığlık karışımı bir ses tonu ile zevk iniltileri çıkarmaya başlayan Zeynep hemşire beni kendine çekiyor, sanki yıllardır yarağa hasret kalmış bir kısrak gibi altımda debeleniyordu.

Zeynep hemşireyi hem çatır çatır sikiyordum, hem de o harika minik fakat dolgun görünen göğüslerini emerek ağzımın içini doldurmaya çalışıyordum. Adeta tek bir vücut olmuş ve ayrı hareket edemez duruma gelmiştik. Bir kez daha sarsılarak orgazm olduğunu hissettim, hemen amından yarağımı çıkarttım, tekrar yumuldum o güzel amcığına ve yalamaya başladım. Zeynep hemşire kudurmuştu, “Bitirdin beni! Ben böylesini görmedim!” cümleleri arasında, ben amını yaladıkça o da başımı daha derinlere ittirmeye çalışıyordu. Tekrar bacaklarının arasına girdim ve verdim malı amına. Vurdukça vuruyordum, kökledikçe köklüyorum! Sallantıdan o minicik göğüsleri büyümeye başlamış, sanki yerlerinden fırlayacaklarmış gibi sallanıyorlardı. Ufacık tefecik olan Zeynep hemşireyi çok kötü sikiyordum, omuzlarından da destek alarak amcığına kökledikçe, taşaklarımın dahi içine girdiğini hissediyordum.

İkimiz de terden sucuk gibi olmuştuk, terimizin kokusu zevk sularımızın kokusu ile karışmış, odanın içi adeta seks kokar hale gelmişti. Ben böyle yarak hasreti olan bir karı görmedim! Yanıyordu karı! Koca yüzü görmek yok tabii, ertesi gün de gel hastanın birine sondaj takarken yarağına elle, fakat istesen de öpeme, yalayama, çok kötü bir şeydi. Neyse artık Zeynep hemşirenin götünü sikmenin zamanıydı. İkimiz de o kadar yumuşamıştık ki, göt deliği de sikişe hazırdı. Sanki bir buçuk saattir saunada gibiydik, öyle bir ter vardı üzerimizde. Zeynep hemşireyi domalttım ve göt deliğini tekrar yalamaya başladım. Tükürükledim yarağımın başını ve dayadım o küçücük göt deliğine. Yavaş yavaş girmeye başladı. Fakat ben zorladıkça o deliğini büzüştürüyor, “Galiba acıyacak.” diyerek bana duygu sömürüsü yapıyordu.

Daha durmak, vazgeçmek olmazdı. Yarağımı çekip ağzına veridim, “Yala, bol bol tükürükle!” dedim. O da öyle yaptı. Bir tükürükte ben kondurdum. Parmağımla da git gel yaparak götünün deliğini rahatlattım. Sonra yarağımı tekrar götüne dayadım ve verdim gazı. Soktukça soktum. İlk baştaki acı çığlıkları zevk iniltilerine dönüşmüş, kısık sesiyle “Sik beni! Sik beni! Kökle! Dibine kadar sok! Hadi erkeğim!” demeye başlamıştı. Vurdukça vuruyordum köküne kadar! Omuzlarından tutarak dibine kadar sokuyor, sonra çıkarıp birden yine köklüyordum. Bir süre böyle siktikten sonra “Geliyorum!” dedim ve ılık ılık boşaldım. Götü öyle açılmıştı ki, döllerim göt deliğinden dışarı süzülüyordu. Ben ise onları parmağımla alıp amcığına da sokuyor ve iki bazen üç parmağımla amcığını dağlıyordum. Sonra Zeynep hemşirenin kafasını çevirip ağzına verdim, döllü yarağımı yalattım. Taşaklarımı da yalıyor, ağzının içine alıp, sündürüp sündürüp bırakıyor ve canımı acıtıyordu.

Yarağımı yalaya yalaya yeniden kaldırdıktan sonra tepeme çıktı ve amıyla yarağımın üzerine oturdu. Bir eliyle elimi göğüslerine getiriyor, diğer eliyle de arkaya yaslanıp kendine destek yapıyor ve amına girip çıkan yarağı görmeye çalışıyordu. Sanki rodeo yapar gibi zıpladıkça zıplıyordu. Yarağım amının içine bir giriyor bir çıkıyor, damarları görünüyordu. Benim yarak bir arap atı gibi, o ise üzerinde sıçrayan ince belli ufacık bir ceylan gibiydi. Benim yarrak morarmış, amının sularıyla parlıyordu. Böyle bir sikiş hayatımda yaşamamıştım. Açıkcası ben de artık bitmeye başlamıştım. Yirmi dakikaya yakın üzerimde sıçrayan Zeynep hemşire, “Gelmek üzereyim!” dememle bir çırpıda üzerimden kalkıp yarağımı ağzına aldı ve emmeye başladı. “Hemen gelme, götüme boşalmanı istiyorum!” dedi.

Sırtını bana döndü, eliyle yarağımı göt deliğine soktu ve üstüne oturdu. Yarağım götüne girdikten birkaç saniye sonra ben boşaldım. Döllerimin fışkırırken yarağımın ucuna veriği acıyla yarağımı göt deliğinden çıkarmaya çalışıyordum. Fakat o ısrarlıydı, boşalmama rağmen yarağımı çıkarttırmadı, o pozisyonda götünden siktirmeye devam etti kendini. Birkaç dakika sonra ben artık iyice bitmiştim, o da tükenmeye başlamıştı ve üzerimden indi, kesilerek yanıma uzandı. Derin derin nefes alıyordu, ben onun amını, o benim yarağımı sıvazlayarak, adeta birbirimize teşekkür ediyorduk.

Sonra giyindik ve o nöbet yerine geçti, ben de hastamın yanına. O gece Zeynep hemşireyi sandalyede otururken görmedim. Daha sonra söylediğine göre, birdahaki nöbette de oturamamış, fakat epey bir rahatlamış, “Yaraksızlıktan iyidir!” diyor 🙂

21 comments