Ateşimi Tam Söndürdü

Ateşimi Tam Söndürdü

Selamlar, ben Rana, 35 yaşındayım. Aslen İstanbul’luyum ama işimden dolayı İzmir’de yaşıyorum. 20 yaşımda ilk aşkımdan yediğim darbeden sonra, bir daha erkeklerle hiç ilişkim olmadı. İlk aşkımla evlenecektik ama o beni aldattı, hem de benim kızlığımı bozmasına rağmen. Ben de onu terk ettim. Bir daha da hiçbir erkeğe aşık olmayacağıma ve hiçbir erkekle ilişkiye girmeyeceğime dair kendi kendime söz verdim. Bu sözümü de senelerce tuttum, ta ki günün birinde Mert benim çalıştığım işyerinde çalışmaya başlayıncaya kadar…

Mert’i bizim ofiste ilk gördüğüm an, derler ya hani (Amının suyu aktı!) diye, aynen ben de öyle oldum işte, resmen amımın suyu akıyordu, onu her gördüğümde, ama yine de son derece resmi davranıyordum. Aklım çıkıyordu kendisine karşı hislerimi anlayacak diye.

Ofiste mesai arkadaşlarımla, hep kadın ve erkeklerin evlendikten sonra kendilerine bakmadıklarından bahseder, göbekli bay ve bayanları eleştirirdik. Bir gün yine böyle bir muhabbet esnasında, Mert bana, “Sizi tebrik etmek lazım Rana hanım, gerçekten de kendinize çok dikkat ediyorsunuz!” deyince, mesai arkadaşlarımın gözü üzerime çevrildi. Mert’in bana ettiği bu beklenmedik iltifat karşısında bir an şaşırdım ve “Fakat doğru olan da bu değil mi?” dedim.

O da “Valla çok doğru! Bakın ben karımdan yeni ayrıldım. Evlendikten sonra karım kendisini iyice dağıtmıştı. Bir türlü kendisine bakmasını, spor yapmasını kabul ettiremedim. Buna rağmen evliliğimiz süresince kendisini hiç aldatmadım. Kendisi ile bir de aynı şirkette çalışıyorduk, onu nerdeyse 24 saat bakımsız halini görmeye dayanamadım ve boşandım. O yüzden de şirket değiştirdim, hayatıma bir yenilik gelsin istedim.” deyince, Mert’e olan ilgim daha da arttı. Gece gündüz onu düşünür olmuştum. Evlilikten korkuyordum ve birlikte yaşamayı ise örf ve adetlerimize aykırı buluyordum. Mert’ten de bana açıkça bir teklif gelmiyordu, sohbet sırasında sözleri beni övmekten ileri gitmiyordu. Ben de gurur meselesi yapıp, ona karşı hislerimi belli etmiyordum.

Çalıştığımız ofis, bir pasajın üzerinde bulunan sekiz katlı bir iş merkezinin yedinci katındaydı. Pasajda ve binada saat tam beş buçukta mesai biter, pasajın kapıları ve kepenkleri otomatik olarak kapanırdı, sadece en alt katta girişte, güvenlik kulübesinde bir tane güvenlikçi kalırdı. O gün ofiste halletmem gereken çok dosya vardı. Arkadaşlarla sohbet ederken ben biraz oflayıp poflayınca, Mert, “Ben sana yardım ederim!” dedi. Arkadaşlar kendi dosyalarını bitirmişler, teker teker ofisi terk ediyordu. Mert’le ben, dosyalara öylesine dalmışız ki, mesainin bittiğini ve kapıların kapandığını son anda fark ettik. Bu gibi durumlar için içerde güvenliğe ait düğme var, ona basayım derken Mert bana engel oldu, “Kalan son iki dosyayı da bitirelim, ondan sonra düğmeye basar çıkarız.” dedi. Ben de, “Tamam!” dedim ve masaya, dosyaların başına döndük yeniden.

Dosyaların başında, ben işin bir an önce bitmesi için çabalarken, Mert’in çalışmadığını ve beni seyrettiğini gördüm. Bana, “Sen hep böyle misin?” dedi. Ne demek istediğini anlamadım ve “Nasılım yani?” diye sordum. “Çok alımlı bir bayansın, başını işinden kaldırıp hiç etrafına bakmaz mısın?” dedi. Ben de, “Etrafımda bakacak doğru düzgün bir şey göremiyorum!” dedim. O da “Peki ben yamuk yumuk muyum? Neden beni görmüyorsun?” dediğinde, elim ayağım titremeye başladı. Mert ise yanıma iyice sokuldu, nefesini kulaklarımda ve boynumda hissettirerek konuşmasını sürdürdü, bir müddet sohbet ettik.

Bana, benimle uzun zamandır konuşmak istediğini, ancak benim soğuk davranışımdan cesaret alamadığını söylediğinde çok heyecanlanmıştım. Birden beni ayağa kaldırıp, boynumdan öpmeye başladı. Ben sanki kukla gibiydim, itiraz edecek gücü kendimde bulamıyordum. Her şeyi oluruna bırakmıştım, sanki bir hayal dünyasındaydım, sanki büyük bir boşluktaydım. Nefesi nefesime vuruyor, dili ağzımın içinde bir vantuz gibi dilimi emiyordu. Bütün kontrol onun ellerindeydi sanki…

Az sonra memelerimi avuçlarının içine alıp küçük ısırıklarla emiyordu. Heyecandan bacaklarım titremeye başladı, amım su içinde kaldı. Elini külotumdan içeri soktuğunda ve amımın ıslandığını farkettiğinde, nedendir bilmiyorum ama epeyce utandım. Beni masanın üzerine oturttu ve ani bir hareketle külotumu sıyırıp, çekti çıkardı. Kemerini çözüp pantolonunu indirdi ve bacak arama yanaştı. Sikini her tarafımda gezdiriyor ve “Beni istiyor musun?” diye soruyordu. Ben öylesine şaşkındım ki konuşmaya mecalim yoktu. Sadece onun öpüşlerine arzuyla karşılık veriyordum.

Bu şekilde bir süre öpüstükten sonra, beni masadan yere indirdi, ellerim masaya, arkam onun kucağına gelecek şekilde beni masaya dayadı ve domalttı. Sonra, “İşte bu! Seni ilk gördüğüm andan itibaren, seni burda bu şekilde sikerken hayal ediyordum hep!” diyerek, sikini amım ve götüm etrafında dolandırmaya başladı. Ben heyecandan, korkudan ve zevkten inliyordum, amım iyice sulanmıştı ve amımın suları bacaklarımın içlerinden dizlerime kadar süzülüyordu. Bacaklarımı iyice ayırdım, sabırsızlıkla Mert’in sikini içime almayı bekliyordum. O ise, sikini eline almış, sikinin kafasını amımın ve götümüm deliğine sürtüp, beni daha da çileden çıkarıyordu…

Daha fazla dayanamadım ve “Ne olur sikişelim artık, hadi sok lütfen!” diye yalvardım. Mert de, “Tamam canım sikişecegiz, önce sikimi bir al ağzına!” dedi ve saçlarımdan tutarak beni doğrulttu, yüzümü kendisine doğru çevirdi, önüne diz çöktürerek, sikini ağzıma uzattı. Ben derhal sikini yalamaya ve emmeye başladım. Kafamı sikine doğru bastırıp, “Hepsini al ağzına!” dedikçe ben daha da heyecanlanıyordum ve sikini gırtlağıma kadar alıyordum. Mert gözlerini kapatmış, zevkten inlerken, ben de kendi kendime nasıl böyle birşey yapabildiğime şaşırıyordum…

“Yeter bu kadar sevgilim!” dedi ve beni yine saçlarımdan tutarak ayağa kaldırdı ve beni tekrar masaya domalttı. Parmağını ilk önce amıma, sonra da göt deliğime soktu çıkardı ve bana, “Nerden istiyorsun?” dedi. O an, “Sen nerden istersen ordan!” dedim, (ki ben eski sevgilimle sadece iki defa ilişkide bulunmuştum, her iki defasında da beni amımdan sikmişti, götten hiç denememiştik).

Sikinin yavaş yavaş götüme girdiğini hissettim. Mert işini çok iyi biliyordu, biraz giriyor bekliyor, tekrar yavaşca derinlere kayıyordu. Sikinin götüme ilk girdiği anda duyduğum acı artık kaybolmuştu ve dahası götümün sikilmesinden zevk alıyordum. Beni götümden sikerken eliyle de klitorisimle oynuyordu ve ben zevk çığlıkarıyla titriyor defalarca orgazm yaşıyordum. Az sonra Mert de hayvani bir inlemeyle götüme boşaldı.

Ben tam (Siki inmiştir!) diye düşünürken, sikini götümden çıkarıp amıma sokması bir oldu. Hiç beklemiyordum ve acayip derecede şaşırmıştım, siki taş gibiydi. Sikini sert bir şekilde amıma sokup çıkardıkça ben tekrar zevk çığlıkları atmaya başladım ve masanın kenarlarına sıkıca tutunup düşmemeye çalışıyordum. Amımı öyle sert sikiyordu ki masa yerinden oynuyor, ‘Tık, tık!’ sesler çıkarıyordu. Mert amımı sikerken aynı zamanda da, “Sen benim orospumsun, kaltağımsın, benim karımsın. Götünden de amından da sadece ben sikerim seni, benden başkası sikemez bu harika amı ve götü!” dedikçe, ben daha da zevke geliyordum ve durmadan orgazm oluyordum…

Mert bir ara iyice hızlanınca, ben tam kendi kendime (Şimdi boşalacak!) diye aklımdan geçirdim ki, sikini amımdan çekti çıkardı, beni çevirdi ve sırt üstü masaya yatırdı ve üzerime eğildi. Dudaklarımız yine vakum gibi birbirine yapışmıştı. Vücutlarımız arzudan yanıp kavruluyordu. Her tarafımı yalıyor, öpüyor ve kokluyordu. Sanki sikişmeye yeni başlamıştık. Sanki on dakika önce beni götten sikerken bağıra bağıra orgazm olan, boşalan biz değildik…

Bacaklarımı ayırıp sikini amıma sokmak istediğinde, siki amıma girmekte zorlanıyordu. Amım orgazmlarımdan dolayı kurumuştu. “Şimdi sulanır merak etme!” dedi ve belimin altına ceketini koydu, başladı amımı yalamaya. Klitorisimi emdikçe ben zevkten bağırıyordum, çığlıklar atıyordum. Nasıl olsa sesimizi duyan olamazdı. Yedinci kattaydık ve koskoca iş merkezinde bizden başka kimse yoktu. Herşeyde özgürdük. Ben zevkten inleyip bağırdıkça, Mert de, “İşte bu! Kadın dediğin sikişirken altında yılan gibi kıvranacak, inleyecek bağıracak!” diyordu.

Amım hafiften nemlenince, ayaklarımı omuzunun üstüne yerleştirdi, bacaklarımdan çekerek amımı sikine iyice yanaştırdı. Sikini amımın dudakları arasında bir ileri bir geri gezdirmeye başladı, sikinin kafasını amımın deliğine değdirip geri çekiyordu. Amım öylesine sulanmıştı ki, sanki amımı diliyle yalıyormuş gibi zevk almaya başladım ve inleyerek, “Hadi!” dedim ve sikini amıma sokmasını bekledim. Mert ise duraksadı ve “Hadi, ne?” diye sordu. Ne demek istediğimi bal gibi de anlamıştı, ama benden müstehcen sözler kullanmamı bekliyordu. “Benden yapmamı istediğin şeyi açıkça söyle!” diyordu. Ben de ne isterse onu yapıyor onu söylüyordum, altında inleyerek, “Amımı sikmeni istiyorum!” dedim. Bütün bunları nasıl söyleyebiliyordum ve dahası nasıl yapabiliyordum bilmiyorum, ama bedenimi ona teslim etmiştim seviştikce vücudum acaip gevşiyordu…

Ben bunları düşünürken, sikini amıma öyle bir soktu ki, ben resmen bir hayvan gibi böğürdüm. Sikini amıma sokuyor çıkarıyor ve bana inlemeyle karışık müstehcen sözler söylüyor, söyletiyordu. Sikini amıma kökledikçe benim iniltilerim daha da çoğalıyor ve ofisin duvarlarında yankılanıyordu. Arada bir duracakmış gibi yapıyor ve “Söyle orospu, seni sikmemi istiyor musun? Bırakalım istersen?” deyip benimle oynuyordu.

Ben de, “Hayır, durma! Sikmeye devam et! Ne olursun sik beni!” diye ona yalvardıkça o bundan büyük zevk alıyordu ve daha sert ve hızlı sikiyordu. Artık ikmizin de haykırışları ve iniltileri değişmişti, resmen hayvanlar gibi sesler çıkarıyorduk. Hareketleri daha da sertleşmişti, artık sikini tamamen içimde hissediyorum. O kökledikçe ben inliyordum, ben inledikçe o köklüyordu. Hareketleri hızlandıkça taşaklarının amıma çarpma sesleri gelmeye başladı. Birlikte, “Evet evet, çok güzel, harika, ohhhh!” sesleriyle aynı anda sarsıla sarsıla geldik ve birbirimize kenetlendik…

Mert’le ilk sikişmemiz işte böyle oldu. Daha sonra Mert’le evlendik ve sikişmelerimiz halen aynı hızla devam ediyor. Düşünüyorum da, iyi ki o gün halletmem gereken çok dosya varmış, iyi ki Mert bana yardım etmek için kalmış ve iyi ki mesai bitimini kaçırmışız ve akşam pasajın kapıları kilitlenmiş 🙂

25 comments